-
Yüksel YENİ
Tarih: 18-03-2025 11:38:00
Güncelleme: 21-03-2025 11:47:00
KURUCU MECLİSİN AKLINA DÖNELİM AHİLİK TEŞKİLATİNİ CANLANDIRALIM BEKLENTİSİ İLE…
Yıl : 29 -XI. 1336 Pazartesi - 29 Kasım 1920
Yer : TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Oturum : Yüz beşinci içtima
Konu : TEŞKİLATI ESASİ
Madde : Temsili Mesalik
Konuşmacı : Bu günkü Solcuların ŞEYHİ olan YUNUS NADİ (Cumhuriyet gazetesinin kurucusu)
Kurucu Meclis Türkiye Devletini kurarken dünyaya meydan okuyarak biz onları değil onlar bizi taklit etsin türünden dünyaya bir şeyler, bir şeyler, bir şeyler… diyormuş. O dediği şey...
...AHİLİK .
Kurucu Mecliste PARTİLER YERİNE AHİLİK TEŞKİLATI
Buyurun şu meclis zabıtlarında Sağcılarımızın, Solcularımız, İslamcılarımız, Kürtçülerimiz, Türkçülerimiz ve bilcümle… cıcılarımız, …cucularımızın şeyxleri, gavsı azamları, müctehidi evvelleri TBMM'de toplanmış. Koca vatanın “… cılık, …culuk ” mücadelesi verilirken parça parça kaybolmuşluğunda en nihayet bıçak kemiğe dayanmış can havli ile....
...hele bakın o ahval ve şeriat altında bir yandan düşmanla çarpışırken bir yandan da neler konuşuldu . Şapka düşüp kel görününce bizde böyle oluruz maazallah. Şapkamız düşmeden Şapkamızı önümüze koyalım…
SAĞCI-SOLCU-İSLAMCI–KÜRTÇÜ-TÜRKÇÜ GELİN BİRİNCİ MECLİSİN AKLINA DÖNELİM . BÜYÜYELİM
KÖK KÜLTÜRÜMÜZE DEK ARINALIM ALATURKA SOFİ OLALIM
MECLİS ZABİTLERİNDE AHİLİK
“Garbin her memlekette ve hattâ tuhaftır, onları taklid eden ve meşrutiyete mazhar olmuş, epi inkilâp geçirmiş olan İran'da bile, garbi takliden velevki ismen olsun, demokrat, sosyalist, falan; diye fırkalar yapılmıştır, İran’da taklid olunan bu şey Avrupa'da hakikaten vardır. …. Avrupa'da intihabatın nâzımı olan bu fırkalar, hattâ nispi esaslar vazı suretiyle kanun şeklini alan bu fıkralar bizim memleketimizde yoktur. Evet bizim memleketimizde fırkalar olmadığına nazaran halka intihabat yapmak için rehberi hareket olacak bir esas ve sureti hal, hali hâzırda yoktur. Halk arasında fırka mı ihdas edelim? Encümenimiz tetkikatını buraya isal ettiği zaman, Avrupa'da fırkaların mevcudiyetini ehemmiyetli olmakla beraber mücadelât noktai nazarından kısmen mazarratları olduğunu da görmüş ve memleketimizde bunun teşekkül etmemiş olmasını, temsili mesleki imkânını düşündüğü zaman peki idrak etmiştir.
Şimdi Büyük Millet Meclisi; hâkimiyetin bilâ kaydüşart millete ait olduğu ve idare usulünü halkın bizzat ve bilfiil idare etmesi esası netiıcesine istinat etmekte olduğundan, samimî olduğu için diyor ki, bundan sonra yapılacak intihabat, mesaliki sa'yü ameli temsil edecek bir surette yapılır ve intihabatın mânası ancak böyle olabilir.
Çünkü Avrupada bir takım fırkaların cidali, diğer tarafta onun fevkinde bir kapitalizm, bir sermaye tahakkümü vardır ki, intihabat yarı yarıya onun elinde bazicedir. Onun için oralarda bu mesele şimdiye kadar tatbik edilememiştir. Türkiye bunu tatbik edebilir. Çünkü burada mesaliki maişet yekdiğeriyle cidal etmez. Hiç görmezsiniz bir çiftçiyi bir sanatkârla, bir fırıncı ile kavga ediyor. Onlar yekdiğerini ikmal eden şeylerdir.”
“… Vaktiyle vardı. Bundan 50-30 sene akdem bizde teşkilâtı içtimaiye gayet mazbuttu. Mesalik teşkilâtını bir taraftan idare-i dâhiliyenin tahakkümü, diğer taraftan Avrupa tahakkümü, Avrupa sermayesi o teşkilâtı inhilâle uğratmıştır. Ben zannediyorum ki, o teşkilât bu inhilâle uğramakla memleket büyük bir ziyana maruz kalmıştır. Çünkü memleketin hayatı inhilâle uğramış demektir.” TBMM ZABITLARI “YUNUS NADİ” (Cilt 6 Birleşim 105 Sayfa 129:132)
https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d01/c006/tbmm01006105.pdf
AXİLİK TEŞKİLATI
Axi Ne ? Axi Kim ?
Yazılışı : Dil devrimi komedisi günlerinde “lisanımızdan Arapça alfabe xuruc” demişlerdi ya işte o gün Türk Ses fonetiğinde var olan Arapçadaki “ خ ” ve de Kiril ve Latin Alfabesindeki “ X x” Eski Türkçe Alfabesinde Divanı Lügati Türk'te verilen şekliyle şu işaretti. “” Türkiye Cumhuriyeti Alfabesinden çıkarıldı. Bu ses yerine meramımızı aktarırken bazen “ H h” harfini bazen de “ K k” harfi kullanıldık. Nemi oldu? İnsanların Maxrecinde (seslerin ağızdaki çıkış yeri) var olan sesimiz buharlaştı. Her fonetik kayıp aslında bir semantik kayıptır. Harf kaybı esasen anlamının kaybolmasıdır. Bir örnek; Arap alfabesi ile “ خالق ” Latince Alfabesi ile “ XALIK ” diye seslendirdiğimiz kelimeyi “ YARATICI ” anlamıyla ALLAH demektir. "خ" sesini alfabeden çıkarır da yerine latn alfabesi ile"X" değilde "H" sesini ile “HALİK ” ( حالق ) diye okursan O bir noktanın kaybıyla anlamda buharlaşır Yaradan Allah yerine “tıraş yapan” BERBER şeklinde bir anlam kayması yaşarsın.
AHİ dediğimiz kelime aslında “ AXİ ” yada “ AKI ”dır. Türk ses fonetiğinde “ ق -K” sesi “ خ -X ” olarakta kullanılır. Bugün dahi Anadolu da AKTI dediğimiz gibi AXTI da deriz. Eli açık, cömert, akan, akışkan, akın anlamıyla Divanı Lügati Türk'te “ اقي ” (AKI) şeklinde yazılmıştır.
Anlamı :Arapça adı ile müesseseleşen Fütüvvet “ فتى ” (FETA) anlamının Türkçedeki tam karşılığı kötülüklerden Aklanan , cömertçe Akitan , düşmana Akın Yapan etimolojik kökü ile AHİ yani AKI aynı zamanda AKIN-AKINCI kelimeleri ile de aynı etimolojik kökten gelen bir kelimedir. AXİYAN denilen kitle de FETA ile aynı vasıfları haizdir. İsmi ile müsemma olan "AHİ" aslında bir yumuşak güç olarak "AKINCI"dır. Bir yaşam ayrıntısının lobicilik ile farklı coğrafyalarda uygulanabilirlik kazanması hareketidir. AKINCI sert güç olarak ani müdahale AKINI yaparken AHİ yani AKI ise yumuşak güç olarak, Akıncının hedeflediğini zamana yayan birsüreç yönetir. AHİLİK; Alaturka Medeniyet değerlerine "Uyum Süreci" yönetişimidir.
Mason Localarının modernizm adına yaptıkları üsttenci lobicilik uygulamalardan ayrışan yönü şudur. Mason locaları paralel örgütlenme yolu ile tepeyi ele geçirip tabana modernizmin değerlerini dikta yolunu seçmişken, Ahilik bir taban hareketi olarak halkı kazanma ve halka kazandırma usulü ile Alaturka Medeniyet değerleri transferi faaliyetini yürütür. Masonluk üstenci militarize bir elitist dayatmayken Ahilik sivil bir taban hareketidir.
Axi kim ?
AXİ; Aklanmış saflaşmış SOFİdir. Hatta hayat boyu eğitim teşekkülü olan ahilik bu günkü anlamı ile öğrenci denildiğinde akla gelen ne ise ahilik müessesesi de öğrencilerin mesleki hayatını da içine alacak şekli ile tasavvur edilecek bir müessesedir. Bu gün öğrenci nedir, hayatta ne fonksiyon icra eder dediğimizde nasıl bir cevap arayacaksak Ahi nedir nasıl bir fonksiyon icra etmiştir sorusuna da aynı genişlik aynı derinlikte cevap aramalıyız. Bu gün öğrenci olmayan kimse olmadığı gibi, öğrencilik olarak nitelendidilen şey kişinin tüm yaşam ayrıntısına nasıl sirayet ediyorsa, Ahilik te kadim medeniyetimizde aynıdır.
Ahilik müessesesi bu günkü MEB ve YÖK'ün özerk hali olarak ele alınmalı ve eğitimin işbaşı eğitim anlayışı ile yürütüldüğü bir örgütlenme modeli ile tüm iş yerlerinin de aynı yapı tarafından işletildiği bir yapılanmadır. Özerk ama birbiri ile uyumlu farklı normlar ile örgütlü yapıların (Tarikat) üst kimliği olan Ahilik her mesleğin kendi standartlarını belirlediği Hayat Boyu Eğitim müessesesi olarak toplumun tüm yaşam ayrıntısında belirleyici olmuştur. Çok olanı değil hoş olanı yani ekseriyet yerine efdaliyeti, nicelik yerine niteliği öncüleyen bir toplumsal hayat şekillendirmek adına saflaşma motivasyonu ile fertten topluma uzanan fiziki ve beşeri standartlar saptayan Tasavvufi bir örgütlenme yapısıdır. Kendi içinde farklı tarikatları barındırıan çoğulcu ve çeşitlikçi bir Medeniyet inşa modelidir. Ahilik ile müesses medeniyet değerlerinin global ölçekte kabul görmüş adı ALATURKA "alla turca" yani TÜRK TARZI olup özellikle batı toplumundaki karşılığı "Turquerie" TÜRK HAYRANLIĞIdır. Mimaride sanatta estetik ve diyalektikte alt yapı ve üst yapıda öykünülen değerler manuzmesini doğuran müessesenin adıdır; AHİLİK.
Kapitalist bir bakış açısı ile keser gibi kendine yontan egoist çıkarcı bir anlayışı reddettiği gibi komünist anlayıştaki senci bir bakışla ferdin edinimini yok sayıp rende gibi her şey toplumun diyen bir anlayış ta değildir. Tasavvuf testere gibidir. Hem sana hem bana anlayış ile ferdi mülkiyeti kabullenirken bencil çıkarcılığı da ferdi arınma ile dizginleyen bir örgütlenme modelidir. Tasavvufi örgütler olan tarikatları mistizm olarak anlayan akıl Ahilik Müessesesini kavrayamaz . Ahilik; Fiziki ve Metafiziki yönleri ile ele alınmalıdır . Ahilikte; Tarikat Fiziği maddi, beşeri ve toplumsal örgütlenmenin görünen yönüdür. Tarikat Metafiziği ise insanı fanilikten alıp "Fena" makamına ulaştıran bir arınmışlık sürecidir.
Ahi Tarikatlarını Tarikat Fiziği ve Tarikat Metafiziği olarak ele almak gerekmektedir. Hayatın tüm detaylarında aranması gereken Ahilik müessesesini sadece tekkelerdeki birkaç ritüele indirgersek bütünü kavrayamayız.
" Tasavvuf Bilmeyen Fakih Fasık , Fıkh bilmeyen Mutasavvıf Zındık olur. Bu İkisini Birleştiren İse Hakikate Ulaşır ." (İmam Maliki; Fıkhı Maliki Şerhi c:2-s:195)
Ahilik müessesesini içinde bulunduğu toplumdan koparıp salt ritüeller üzerinden ele alırsak körün fili tarifi benzeri, herkes dokunduğu yeri, gördüğü boyutu işte fil bu diye tanır, tanıtır. Ahilik müessesesi toplumun tüm yaşam ayrıntısını dizayn edici bir medeniyet değeridir. Çocuğun ana rahmine düşmesinde ebeveynin birlikteliğinin haleti ruhiyesine varan fıkhi ayrıntıdan başlayıp, doğduğu evin mimarisine, eşya kullanım kültünden eşya imal anlayışına, üretim faktörlerinin örgütlenmesinden istihdamın modellenmesine, ürünün kalite standartlarından tüketiciye erişim kanallarına, tüketim anlayışından tasarruf üst limitine, zorunlu ihtiyaçların saptanmasından ihtiyaç fazlası birikimin topluma geri transferine, sosyal refah düzeyi normlarından gelir dağılımının koordinesine, makro ekonomik global rekabetten mikro ekonomik eşya kullanım kültüne, meslek eğitiminden, beden eğitimine, ruhi arınmışlıktan toplumsal barışa değin insan yaşamına konu olan her şeyin tasavvufi (sofi) örgütlenmesi; Ahilik Müessesesidir. Öyleyse; Arazi kullanımından, Bina inşasına, binalardan müteşekkil mahalle kültüründen, mahallelerden oluşan şehir (medine) anlayışına ve aynı anlayışla yaşanılan şehirlerin oluşturduğu medeniyet değerlerine değin kümülatif bir bakış ile Ahilik Müessesesi Maddi ve Manevi yönleri ile ele alınmalı beşeri ve fiziki çevre olarak incelenmelidir.
Dedikodusuna kadar kayıt altında olan bir medeniyet müktesebatına sahibiz. Veri hazinesi niteliğindeki kadim medeniyetimizi bir arkeolog hassasiyeti ile sosyolojik kazılara tabi tutmalıyız. Yazı, Yazıt, Kitap, Kitabe, Yapı, Yapıt, Anı ve Anıtlarımız Fiziki ve Metafiziki boyutları ile medeniyetler yarışında büyük veri hazinesidir. “Big Data”dır.
Bu veri hazinemizden veri tabanı oluşturarak çok önemli bir çalışma ile bizi medeniyetler yarışında avantajlı duruma getirme adına çok kıymetli bir çalışmayı tamamlayan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfına torunlarımın dünyasından teşekkür ediyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından organize edilen ve alanında mütahassız kişilerin gayretleri ile geniş bir ilim ehli tarafından hazırlanan TDV İslam Ansiklopedisi bir veri tabanıdır.
Bu veri tabanında veri madenciliği yapacak kuşak ise bu günkü yazılımcılarımız olacaktır. Yazılımcılarımıza Veri Ambarı oluşturmak adına akademyamızı göreve çağırma kabilinden bu konuda TDV İslam Ansiklopedisi veri tabanı üzerinden bir veri anbarı oluşturup veri analizi yapmaya çalışacağım. Gençlerimize büyük veri (big-data) (hacim hız ve çeşitlilik) potansiyelimizi gösterip Üretken Yapay Zeka araçları üzerinden Çoklu alanda Çeşitlilikçi ve çoğulcu bir anlayış ile insanlığı doğru belirleme kaosundan kurtarıcı bir rol yüklemeliyiz. Bilgi örgütlemesi ve doğru bilgi saptama normları ortaya koymada öncü olmalarına katkı koymalıyız.
Hacı Bektaşi Veli Hazretleri’nin ifadesi ile 4 kapı 40 makamdan oluşan Ahilik Müessesesi’nin ilk kapısı ŞERİAT kapısıdır. Şeriat kapısından girildiğinde. Öncelikle Şeriatın “Naas” ve “Örf” bazlı nasıl bir hayat örgütlediğini incelemeliyiz. Bu kapsamda içinde Ahi barındıran Ahilerin haneleri nasıl, bu haneleri oluşturan ahilerin ailesi kimlerden oluşur, aile adına sahip oldukları edinimler nelerdir. Eşya-insan ilişkisi, İnsan-insan ilişkisi ve insan-Allah ilişkisi kapsamında değerlendirme ile ilk önce Tarikat Fiziği ele alınmalı ve tarikat mekansal açıdan incelenip örgütlenme modeli evensel ölçekte muadilleri ile mukayese edilmelidir.
Genç Yazılımcılara Yapay Zeka mütehassıslarına Ahmet Yesevi-Hacı Bektaşı Veli, Şahi Nakşibendi-Mevlana Celaleddin Rumi, Abdulkadir Geylani- ve daxi Ebû İshak eş-Şâmî, Mümşâd ed-Dîneverî, Emînüddin Ebû Hubeyre Basrî, Sedîdüddin Huzeyfe el-Mar'aşî, İbrâhim b. Edhem, Fudayl b. İyâz, Abdülvâhid b. Zeyd, Hasan-ı Basrî üzerinden üveysi bir rabıta ile Hz. Ali vasıtasıyla Hz. Peygamber'e ulaşmaları için veri ayak izlerini sürecekleri yol haritası olur düşüncesiyle Doğru Promptu Oluşturmada katkı adına TDV İslam Ansiklopedisi üzerinden Ahilik Müessesesi (ki Alaturka Medeniyet değerlerinin kümülatif örgütlenme modelidir) ile ilgili veri ambarı oluşturup veri madenciliği anlayışı ile Ahilik Müessesesini çoklu bakışla incelemeye çalışacağım.
https://islamansiklopedisi.org.tr/ahilik
https://islamansiklopedisi.org.tr/tarikat
https://islamansiklopedisi.org.tr/tasavvuf
https://www.ahievran.org/tr/fotogaleri
Yapay zeka uzmanı yazılımcı gençler buyurun. Çok dilli ferdi yaşam standartları olan fıkhımızı oluşturarak ulus-devlet ötesi BÜYÜK BİZ ile buluşalım. Alaturka Medeniyet değerleri ile Global Futühat hareketi başlatmak için örnek modelimiz Fütüvvet müessesemizdir. Barış içerisinde bir dünyaya, barışçıl yollarla ulaşmak için Kök kültürümüzle barışmamız yeterli.
Evet kök kültürümüze küstüttürülmüşlerdeniz.... Şimdi BARIŞ ZAMANI. BARIŞMA zamanı.
İlk Adım: MEZOPOTAMYA-ANADOLU BİRLİĞİ; Medeniyetimizin beşeri zenginliği olan çeşitliliğimizin umdesi, Mezopotamya ve Anadolu Halklarının Birlikteliği
Dezavantajımız; bile Avantajımızdır.
AKINCILARIMIZ mı? HARD POWER "HAŞİN GÜÇ"
SOFT POWER "Yumuşak Güç" olan AKI ile aynı etimolojiden gelen AKINCI Ahilerimize kapalı olan coğrafyaları Açmak "Fethetmek" için AXİLERe kapanan coğrafyaları açar (FETHEDER). ALATURKA FÜTÜHAT FÜTÜVETTİR. Ahi giren yere Akıncı girmez. Alatıurka Müslümanlığın savaşı savaşladır.
Alaturka Müslümanlık; Savaş bitesiye savaşla savaşımdır.
…devam edecek.
- TASAVVUF FİZİĞİ -1- CEM EVİ; CAMİLER
- ALATURKA SOFT POWER HAREKETİ; UYUMSALGÜÇ "TASAVVUF"
- GÜNEYDOĞU-3- SAHİL TÜRKLERİ –“ TAMİL TÜRKLERİ - TAYLAND KÜRTLERİ ”
- GÜNEYDOĞU-2- OKYANUSYA TÜRK SULTANLIĞI - KÜRT PAŞASI MELİK-ÜS SELAH
- GÜNEYDOĞU-1- DENİZ TÜRKLERİ - MUTASAVVIF ORDUSUNUN GÖNÜLLER FETHİ
- Etimolojik-Epistemolojik-İdeolojik Açıdan TÜRK-TÜRKLER-TÜRKÇÜLÜK
- Batı Kürdistan ve Güneydoğu Türkleri KAŞGARLI'NIN DÜNYASINDA TÜRKLER
- BAAS-PERS Kavgası ve TÜRK Sentezi CIRGA-YECÜC MECÜC- TOPLUMSAL EKSERİYET
- MAKRO BAKIŞLA KAŞGARLI HARİTASINDA BEŞERİ DÜNYA -4C-
- MAKRO BAKIŞLA KAŞGARLI HARİTASINDA FİZİKİ DÜNYA -4B-
- Kaşgarlı Haritası BM Logosu TÜRK DÜNYASI (4A)
- TÜRK-TÜRKLER-TÜRKÇÜLÜK-3- Kronolojik olarak TÜRK’ÜN MENŞEİ