-
Prof. Dr. Abdullah ÜNALAN
Tarih: 15-06-2025 13:11:00
Güncelleme: 15-06-2025 13:11:00
Yeni Anayasa yapmak abesle iştigaldir. Cumhuriyetin kuruluşundan beri kaç defadır bölük-pörçük veya tamamen oyuncak gibi Anayasalar değiştirildi? 23 maddeden oluşan ilk Anayasa 1921’de yapıldı ve halkı manipüle etmek için “Hakimiyet kayıtsız, şartsız millete ait” yalan hükmü konuldu ki iki yönden yalandır:
1. ‘Hakkimiyet’ halkın değil hakkındır. Müslüman bir ülkede halkın %51’i-haşa-‘Allah yoktur’ derse Anayasa maddesi olarak kabul edilip herkes zorla dinsizleştirilecek mi?
2. 1921 Anayasasının kabulünden beri hakimiyet milletin olmamıştır. 1921’de halkımız Müslüman ve Şeriat’e bağlı iken sekülerist laikliği halk mı kabul etti?
Kahramanmaraş’ta bir Fransız askerinin bir bacımızın başörtüsüne el uzatmasıyla Maraş’ı Fransız işgalcilerinden kurtaran halk mı kadınların açık-saçık sokaklara dökülmelerini istedi?
O günkü halk mı Kur’ân harflerinin yasaklanmasını, latin harflerinin kabul edilmesini istedi?
O günkü halk mı ezanın yasaklanmasını, yerine ‘tanrı uludur’ saçmalığını istedi?
Halk mı, tekkelerin, zaviyelerin, camilerin, medreselerin ve bütün dinî kurumların; İslamî kılık-kıyafetin yasaklanmasını, ‘gavur’ kıyafetlerin giyilmesini istedi?
Halk mı 1923’ten 1950’ye kadar diktatörlükle yönetilmesini istedi?
Bu Anayasa’nın kabulünden 1950’ye kadar tarihte emsali görülmemiş baskı ve zulümleri Müslüman halk kendi iradesiyle mi kabul etti?
1924’ten 1945 yılına kadar tek parti (Cumhuriyet Halk Partisi) rejiminin hâkim olması, siyasî kuvvetin TBMM’de değil CHP’de, hükümet ve parti yöneticilerinde olması, bu maddenin yalan olduğunun açık ve kesin göstergesidir.
Firavunların yapmadığı zulmü tesettürlü bacılarımıza yapılmasını halk mı istedi?...
Ahlak ve aileyi dinamitleyen İstanbul Sözleşmesi olan 6284 yasayı halk mı istedi?
“Kadının beyanı esastır’ Anayasa hükmünü ile ‘ömür boyu nafaka’yı halk mı istedi?
LGBT+lar yanında fuhşun her çeşidinin serbest edilmesini halk mı istedi?
‘Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletin’miş?..Böyle bir ‘hakimiyet’in canı cehenneme!
29 Ekim 1923'te bazı maddelerin değiştirilmesiyle Anayasa yine değiştirildi.
Altı bölüm ve 105 maddeden oluşan 20 Nisan 1924 Anayasası, Fransa II. Cumhuriyeti ve Polonya Anayasası'ndan (kâfirlerin Anayasalarından) derlenerek tekrar değiştirildi.
Bu anayasasının 88. Maddesi olan "Türkiye'de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese 'Türk denir" hükmü konularak bütün azınlıklar inkâr edilerek bugüne kadar devam eden terörün temelleri bizzat devlet tarafından bilinçli olarak atıldı.
1928'de Anayasa'da bulunan, "Türkiye Devleti'nin dini İslam’dır, resmî dili Türkçedir, makarrı (Başkenti) Ankara şehridir" şeklindeki 2. maddesi, "Türkiye Devleti'nin resmî dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir" şeklinde dinî ifadeler çıkarılarak tekrar değiştirildi.
1934'te kadınlara seçme-seçilme hakkı verilerek Anayasa tekrar değiştirildi.
1937’de CHP'nin altı ilkesini ifade eden ve İmanın altı rüknünü hedef alan altı ok Anayasa’ya hüküm olarak konularak tekrar değiştirildi.
1945'te; 1952'de tekrar değiştirildi ki 27 Mayıs 1960 darbesiyle bazı maddeleri hariç 1924 Anayasası tamamen yürürlükten kaldırıldı. 12 Haziran 1960'ta ‘geçici anayasa’ kabul edildi.
9 Temmuz 1961'de "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası" adıyla 157 asıl, 11 geçici maddeyle tekrar değiştirildi.
12 Eylül 1980 darbesiyle rafa kaldırılarak üç yıldan fazla askerî Anayasayla değiştiril. 29 Haziran 1981'de yine değiştirildi.
Bu Anayasaların tamamı deneme yanılma yoluyla uygulamaya konuldu ve halkın inanç ve yaşama tarzıyla çeliştiği için uygulanamadığı görülerek gelen iktidar ve yöneticilerin keyfine göre değiştirildi. Her bakanlık birer hükümet gibi çalıştı ve gelen her bakan kendi keyfine göre bakanlık yasalarını değiştirdi. Örneğin MEB yasalarının kaç defa değiştirildiğini ancak Allah bilir. Bu kadar değişikliğe rağmen öğretim-eğitim ne durumda? Dipte. Dünyanın en berbat eğitim sistemi ülkemizde uygulanıyor.
YENİ ANAYASA-2
"En uzun ve en detaylısı" olarak 17 Temmuz 1982’de, 7 bölüm, 177 asıl ve 16 geçici madde olmak üzere toplam 193 madde ile tekrar değiştirildi. (1982 Anayasası). Bu Anayasaya şu ‘DEĞİŞTİRİLEMEZ, değiştirilmesi TEKLİF edilemez maddeler de eklendi:
Madde 1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
a. ‘Atatürk milliyetçiliği’ şu anlama gelmektedir: Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Çerkezi, Boşnağı, Alevisi, Yezidisi… Herkes, bütün vatandaşlar hem ‘milliyetçi’ hem ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorundadır. En ileri gelişmişliğe ulaşmış ülkelerden en geri kalmış ülkelere kadar bütün Anayasalar incelense böylesine saçma bir maddeye rastlamak mümkün değildir.
b. Halkın geneli Müslüman olan bir ülkede devlet ‘laik’ değil Müslüman olur ve Şeriat yasalarına göre yönetilir. Birey ister Müslüman ister Hristiyan ister Yahudi ister laik olur. Dünyanın hiçbir yerinde laiklik zorla vatandaşa, hele Müslüman’a dayatılamaz.
Türkiye’de ‘laiklik’ sadece Müslümanlara ‘dinsizlik’ anlamında dayatıldı. Cumhuriyet’in kuruluşuyla İslam’dan başka hiçbir din yasaklanmadı; sadece İslam yasaklandı ve Müslümanlar ‘Engizisyon’ mahkemelerinde yargılandı, cezalandırıldı, öldürüldü. Ve bu saçma maddenin değiştirilmesi teklif bile edilemezken ben değiştirilmesinin zorunlu olduğunu söylüyorum.
Madde 3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
Bu kadar etnik kökene mensup vatandaşın yaşadığı bir ülkede niçin sadece dil Türkçe olsun? Oldu da ne oldu? Devlet kendisiyle çelişmemelidir. PKK’yı doğuran, on binlerce vatandaşın; yüzbinlerce milyar doların kaybına sebep olan maddelerden biri budur. Kürtçe, Arapça, Çerkezce yasaklanabildi mi? Bu çeşit maddelerle terörün zemini hazırlandı ve vatandaş tahrik edildi.
Madde 4. Anayasanın 1. maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Buyurun ayıklayın pirincin taşını. Bunlar uygulama alanını bulamadığı için devlet halkı manipüle etmek için zırt-pırt Anayasayı değiştirmek zorunda kalmış.
194 madde bulunan 1982 Anayasası'nın 80 maddesi değiştirildi; 8 Temmuz 1993'de, Anayasa'nın 133. maddesinde yapılan değişiklikle, 143. madde 18 Haziran 1999'da yapılan düzenlemeyle değiştirildi.
2001 yılında 1982 Anayasası'nın Başlangıcı, 32 maddesi ve bir geçici maddesi değiştirildi.
7 Mayıs 2004'te 38. Maddenin değiştirilmesiyle değiştirildi. 21 Ekim 2007'de yapılan anayasa referandumu ile değişti. Mayıs 2010'da TBMM'de kabul edilen anayasa değiştirildi.
12 Eylül 2010'daki halk oylaması sonucunda değişti. 2017'de gerçekleşen halk oylamasıyla değişti.
Şimdi tekrar değiştirilmek veya yeni bir Anayasa yapılmak isteniyor. Yeni bir Anayasa yapmaya gerek yoktur. Hazır olan Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye’yi alın ve uygulayın. İşte size hazır Anayasa. Mecell’yi uygulamanın şu faydaları var:
1. Hala şeklen de olsa kahır ekseriyeti Müslüman olan bu halk küfür anayasalarından kurtarılır.
2. Halk, ecdadının asırlarca uyguladığı, yaşadığı ve onunla çağ değiştirdiği, dünyaya hükmettiği, inanç, ruh ve hayat şekliyle tam uyumlu bir Anayasa’ya kavuşturulur.
3. Bu ülke, iki de bir uymayan gömlek gibi değiştirilen anayasalar yapmak zahmetinden kurtulur ve sağlam, sarsılmaz, Allah ve Rasûlü’nün iradesine dayalı, dünya ve ahiretiyle uyumlu istikrarlı bir Anayasa’ya kavuşur.
4. Halk, kendi inancı ile ona dayatılan Batı yaşam tarzı arasındaki ikilemden kurtulur, devlet istikrara kavuşur.
5. İçki, fuhuş, hırsızlık, soygun, dolandırıcılık, sahtekârlık, sömürü, güçlünün hakimiyeti, devleti soyma …gibi toplumu içten içe kemiren bütün kötülüklerin önü alınır, toplum güven ve huzura kavuşturulur.
6. En önemlisi halkla bütünleşen bir Anayasa ile ülke istikrara kavuşur. Adil ve istikrarlı bir ülkenin başaramayacağı bir şey yoktur.
Sn. Cumhurbaşkanımızdan rica ediyorum: Gücünüz, kuvvetiniz, yetkinliğiniz ve etkinliğiniz zirvede iken ŞERİAT hükümlerinden oluşan Mecele-i Ahkam-ı Adliyye’yi Anayasa olarak kabul edin ve uygulamaya koyun. Bugün bu imkan varken yarın olmayabilir. Bu icraatınız ebediyyete kadar bir kahraman olarak rahmet ve minnetle anılmanıza vesile olacaktır.