-
Prof. Dr. Abdullah ÜNALAN
Tarih: 15-03-2025 14:09:00
Güncelleme: 15-03-2025 14:09:00
‘Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu’nu yazmıştık. ‘Koyun’un bir oyunu ortaya çıktı.
Suriye devlet Başkanı Ahmet eş-Şara ile PYD/YPG adına Mazlum Abdi sekiz maddelik bir sözleşmeye imza attılar. Bu imza ile ‘terör bitiyor’ sevinciyle Türkiye’de bayram havası esti.
Sevincin sebebi şu:
1. PKK, PYD/YPG/SDG (قوات سوريا الديمقراطية; Kürtçe: Hêzên Sûriya Demokratîk, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin Silahlı Gücü) şartsız silahı bırakacak ve kendsini feshedecek.
2. Özerklik, konfederasyon asla olmayacak.
3. Suriyeli olmayan bütün PYD/YPG elemanları Suriye'yi terkedecek.
4. PYD kontrolündeki sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları Suriye devletinin kontrolüne bırakılacak.
5. PYD/YPG/SDG bütün birimleriyle Suriye devletinin emrine girecek.
6. PYD/YPG/SDG Suriye'ye yönelik her türlü tehdide karşı Suriye devletini destekleyecek.
7. Türkmenlerin hakimiyetinde hiçbir yer kalmayacak ve Türkiye kontrolündeki Afrin tekrar Kürtlere verilecek.
8. Yerlerinden edilen Suriyeliler topraklarına dönecek.
9. Aksi halde Türkiye, Kuzey'den Fırat'ın doğusuna girecek; Güney'de kalacak PYD/YPG/SDG Suriye ile Türkiye arasında sıkıştırılarak yok edilecektir.
Dün DEM, “Yüz yılda kazanılamayacak haklar bu sözleşmeyle kazanıldı” açıklamasında bulundu.
Bu maddelerden sadece 1. ve 4. madde PKK/PYD/SDG’nin aleyhine görünüyorsa da realite aksinedir. Zira PYD/YPG/SDG yaptığı açıklamalarda, APO’nun kabul ettiği sözleşme bizi bağlamaz; zira biz PKK değil YPG’yiz dedi. Dolayısıyla PYD/YPG/SDG için fesih söz konusu değil. Aksine tam bağımsızlıklarıdır. 4. madde ise Suriye hükümeti, ‘sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları’nı kontrol edecek. Yani SDG elemanları, katıldıkları Suriye ordusu adına kontrol edecek. Yani Suriye devletinin kontrolüne verilmeyecek; aksine 2.5 milyar varillik petrol tamamen PYD’nin elinde olacak. 5. ve 6 maddeler birbirlerini tamamlar niteliktedir ki bu, SDG’nin Suriye ordusuna hakim olacağı anlamına gelir. Zira SDG’nin 60 000 tam eğitilmiş bir ordusu, Suriye’nin bölünmüş, parçalanmış, bölük-pörçük olmuş ordusundan çok daha güçlü ve etkili olacaktır. Yarın Mazlum Abdi’yi veya Salih Müslim’i Suriye’nin üst düzey yönetiminde görürsek şaşırmayalım.
“PYD/YPG/SDG Suriye'ye yönelik her türlü tehdide karşı Suriye devletini destekleyecek” olan 6. maddesi Türkiye adına tam bir fiyasko. Zira PYD/YPG/SDG’ye yapılacak herhangi bir askerî saldırı doğrudan Suriye devletine saldırı kabul edilmekte ve bu bir savaş sebebidir. Yarın PKK ve yan kolları kendisini feshedip PYD’ye katılabilir. Böylece PKK, Suriye devletinin gölgesinde tam bir güvence altına alınmış olacak. Gerçek aynı ise isim ve şekil değişikliğinin ne önemi var? İster PKK ister Suriye’nin ordusunun giysileri giysin PKK PKK’dır.
Türkiye yıllardır teröre karşı milyarlarca harcadı, Suriye’ye otuz km. girdi, ÖSO’yu yetiştirdi ve yıllardır besliyor, maaş veriyor. Şimdi bu sözleşme ile bulunduğu Suriye’nin bütün bölgelerinden geri çekilmek zorundadır.
Bu sözleşme ile Kürtlerin bütün hakları dünya çapında yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Ayrı bir devletin çatısı altında olduğundan özerkliğe de federasyona da açıktır. Zira uluslararası hükümlere göre bunun önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.
Bana göre bu sözleşme ile ilk defa Kürdistan devletinin temeli atılmış bulunmaktadır. Bu, ileride Doğu, Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak ve Batı İran’ı da içine alacak bağımsız ve nüfusu 60 milyonu aşan güçlü bir Kürdisten demektir.
Şimdiden AKP ile DEM arasında su sızmıyor. Kadın, erkek karşılıklı ziyaretler peşpeşe gerçekleşyor. Şayet AKP, önümüzdeki seçimlerde DEM’in oylarını almak için bu sözleşmeyi imzalamışsa anasının sütü gibi helal olsun. Şayet, Siverek Kürtlerinden olan Devlet Bahçeli, ahir ömründe kendi ırkına bir iyilik yapmak için bunu gerçekleştirmişse bütün Kürtler ona ebediyyen minnettar kalacaktır.
Türkiye mi, PKK mı kârlı çıktı? Bekleyeceğiz.