içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

BU GİDİŞ NEREYE?

“Fe-eyne teżhebûn(e)!”

Tekvir Sûresi 29. Âyette geçen bu ifadeden yola çıkarak başta kendi nefsimiz olmak üzere bu soruyu sorarak başlayalım. Kur’ân-ı Kerim’in bini aşan âyeti bizi düşünmeye, tefekkür etmeye, aklımızı kullanmaya dâvet eder. Çoğu zaman da soru kipiyle bizi herşeyi sorgulamaya çağırır. Zaten Kur’ân’ın indiriliş amacının başında da bu gelmektedir. (Câsiye: 45/13).  Kendimizi bir an için sorguladığımızda üzerinde düşünmemiz gereken binlerce konu ve karşımıza cevaplamamız gereken yüzlerce soru çıkacaktır. Şimdi o sorulardan birkaçını birkaç başlık altında soralım.

BEN KİMİM, NİÇİN VARIM, NEREYE GİDİYORUM?

Cevaba gelince:

İnsanım. Herşeyin mutlak yaratıcısı olan Allah’u Azimüşşânın kendi ruhundan üflediği üstün bir varlığım.[1] Zübde-i âlemim. (Kâinatın özü).

Yine Kur’ân-ı Kerim insanı farklı açılardan ve farklı özellikleriyle vasfeder ve kendine has ruhî yapısına vurgu yapar. İnsan "zayıf olarak yaratılmış"[2], "nankör"[3], "aceleci"[4] "çok cimri",[5] "tartışmaya çok düşkün",[6] "çok zalim, çok cahil"[7] ve "hırslı"[8] diye tanımlanır. Bir başka yönü de şöyle tarif edilir Kur’ân-ı Kerim’de: "Rabbine doğru çabalayıp duran",[9] "üstün ve onurlu",[10] "ilim ve hikmet verilen"[11] ve "en güzel biçimde yaratılan"[12] olarak nitelendirmektedir. Bunlara ek daha pek çok özellikler zikredilir. Tüm bu ve insana bahşedilen sayısız nimetlere karşılık olarak da kendisine “sorumluluk” yüklenen en önemli varlıktır. Bu da şöyle bir soru ile karşılık bulur. “Yoksa bizim sizi boşuna yarattığımızı, sonunda bizim huzurumuza geri döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”.[13]

Şimdi bu özelliklere bir kez daha göz atalım.

Zayıf olarak yaratılmış. Bu âlemin en zayıf aynı zamanda da en güçlü varlığıdır insan.

Nankördür. Kendisine en çok nimet bahşedilen canlı olmasına karşılık hem Yaradana, hem yaradılana karşı en nankör varlık da yine insandır.

Aceleci. Âdemoğlu bir çok konuda aceleci davranan bir canlıdır. Özellikle inkârcı müşriklerin ahireti inkâr ettiklerinden dolayı acele ile kıyametin gelmesini istemeleri manidardır.

Çok cimri. Çift meziyetle yaratılmış olan insan (cimrilik-cömertlik) daha çok cimrilik yönünü aktive ettiği için bu şekilde tanımlanmıştır. Halbuki Allah’ın insana ihsan ettiği gibi insanın da başkalarına karşı ihsan ve ikram sahibi olmasını ister Rabbimiz.

Tartışmaya çok düşkün. Çoğu kez insan kendisini hiç ilgilendirmeyen, ne dünyasına, ne de ahiretine faydası olmayan konular üzerinde lüzumsuz tartışmalarla boşa kürek sallar durur.

Çok zalim, çok cahil. Bütün kötülüklerin kaynağı ve baş sebebi bu iki haslettir.

Yukarıda sayılan diğer özellikleri de siz değerlendirin lütfen.

Şimdi bir kez daha bu şablonlarla kendimizin ayarını kontrol etmeğe ne dersiniz.

Demek ki ben İNSANIM ve sonsuz bir hayata doğru saniye saniye gidiyorum ve belirlenen süre (ecel) gelince de ebediyen var olacağım ahirete gidiyorum. Orada iki menzilden biri son durağım olacak: Cennet veya Cehennem. Buralara giden iki yoldan hangisini tercih edeceğine İNSAN karar verir.

Öyleyse ben İNSANIM, Allah’a kulluk için varım,[14] her ânımla sınavdayım ve sonsuzluk yolcusuyum.

Evet: hepimiz tek istikamet olan ebediyete, yani ahirete doğru gidiyoruz. Gidiş ahirete.. Menzili belirlemek de sana düşüyor ey İNSAN… Varış noktası ya mükâfat yeri ebedi cennet; ya ceza yeri ebedi cehennem.

Ya Rabbi! Bize Hak’kı Hak olarak göster ve ona uymayı; bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan kaçınmayı nasip et.

Rabbim sen bize merhamet et.

Nursi ÜNALAN

nursiunalan@hotmail.com

 

 

 

 

 

[1] Tahrim: 66/12

[2] Nisa: 4/28 

[3] İbrahim:14/34; İsrâ:17/67; Hac:22/16; Şûrâ: 42/48; Zuhruf: 43/15; Âdiyât: 100/6

[4] İsrâ:17/11

[5] İsrâ:17/100

[6] Kehf:18/54

[7] Ahzâb: 33/72

[8] Meâric suresi, 70/19

[9] İnşikâk: 84/6

[10] İsrâ:17/70

[11] Nisa: 4/113

[12] Tîn: 95/4

[13] Mü’minûn: 23/115

[14] Zâriyat: 51/56

Bu yazı 21597 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum