-
Muhammed Nur ANBARLI
Tarih: 06-02-2025 21:23:00
Güncelleme: 06-02-2025 21:23:00
Müzik, eski zamanlarda özel ortamlarda icra edilirdi. Umuma açık değil, daha özel ve davet edilen belli başlı misafirlerin huzurunda bir meşk meclisi olarak icra edilirdi. Bu icralarda, ney, kanun, ud, saz, def gibi temel sazende heyeti enstrümanlar ile bir veya iki hanende bazen belli makamlarda geçkiler yapar, bazen de eğlence odaklı olarak seçilen parçaları icra ederlerdi.
Tekkelerde icra edilen meşk ve zikir âyinleri de yine kendi dervişlerinin katıldığı bir özel meclis olarak yapılırdı. Zaman zaman bu özel meclisin dışından misafir katılımcılar olurdu, fakat onlar bir kenarda pasif izleyici ve gözlemci olarak kalırlardı.
Umuma açık konserler düzenlenmesi, Sanayi Devrimi sonrası oluşan eğlence anlayışının yaygınlaşması ile ilgili olarak ele alınmalı. Daha öncesinde hususî bir alan iken ve belli bir edep, âdâp ile yürürken, Sanayi Devrimi sonrası oluşan yeni düzen, yeni şehir hayatları, yeni meşguliyetler, yeni gündelik hayat uygulamaları içinde kendisine yer bulan yeni bir eğlenme biçimi oldu. Böylece gazinolar, umuma açık müzik icrası odaklı yeni bir kültür oluşturdu. Hemen ardından radyoların yaygınlaşması ile müzik programlarının disipliner şekilde icra edildiği bir döneme geçiş yapıldı.
Sesin iletimi telefonun icadı ile gelişen bir dizi yeni icat ile başlıbaşına yeni bir teknolojik ürün haline geldi. Gramafonun icadı ve sesi başarıyla saklayarak her defasında kullanılabilir halde sunması, yeni bir alışkanlıklar zincirini başlattı. Ardından kaset ve CD’lere gelene kadar, sesin ve müziğin niteliği de değişti. Gramafonlar varolan sesi aynen kaydediyordu, ama kaset ve CD’ler döneminde stüdyolarda kontrol altında tutulan ve üzerinde editler yapılan bir ses ve müzik olmaya başladı. Artık hiçbir ses ve müzik gramafonlardaki gibi çıplak şekilde, olduğu haliyle kaydedilmiyor ve sunulmuyor, üzerinde dijital oynamalarla iyileştirmeler yapılıyordu. Öyle ki, ses hataları düzeltiliyor veya iyileştiriliyor, seslerde olmadığı kadar güzelleştirmeler yapılıyordu. Bu durum, yine yepyeni bir meseleyi ortaya koydu: müzik için eskiden güzel sesli, güzel icralı sanatçılar olması gerekirken, dijital kültürün sunduğu imkânlardan dolayı sesi güzel olmayan yeni popüler sanatçıların sesinin güzel olmasına ihtiyaç yoktu, görüntü yeterliydi, ses nasılsa stüdyo ortamında düzeltiliyordu.
Müzik alanında, hanendelik makamı böylece manipüle edilir hale geldi. Sadece hanendelik makamı değil, sazendeler de aynı şekilde ses manipülasyonları ile oluşturulmaya başlandı. Bir müzik CD için sesi güzel bir sanatçı gerekmiyor artık, iyi bir beste çalışması gerekmiyor, iyi bir sazende ekibi gerekmiyor... Dijital ses mühendisleri gereken herşeyi yapıyorlar.
Bu durumu en iyi şu temsil ediyor: Bir TV’de düzenli olarak yayınlanan ses yarışmasında, birçok katılımcı jüri önünde performans gösteriyor, gösterdiği performansa, yaptığı icraya göre bir üst tura çıkıyorlardı. Elene elene birincilik basamağına yükselen bu yarışmada, biçimsel olarak güzellik vurgusu yapan ama sesi ve icrası iyi olmayan bir kızcağız, elendiği an jüriyi kınayan bir konuşma yapmıştı: “Ne var yani beni birinci yapsaydınız. Sesimi stüdyoda düzeltmek mümkün, detone olmam halledilir, sorun değil. Şarkıyı stüdyoda düzelttiğinizde benim söylediğimden çok daha güzel olur. Bunları yapıyorsunuz zaten. Neden beni eliyorsunuz!”
Elenen kızın serzenişi, yapılanlar düşünüldüğünde haklı görünüyor. Ama bu durum, çok vahim gerçekliği gösteriyor: Artık gerçek kişilere ihtiyacımız yok, tamamen sanal, üretilmiş, kurgulanmış kişiler, onların sesleri, imgeleri, imajları sahnede geçit yapacaklar ve bütün insanlar o şa’şaalı, ışıltılı, rengârenk sahneye büyülenmiş gibi bakarak mutlu olacaklar.
Siyaset sahnesi de aynı düzen içinde tanzim edilmek isteniyor. İnsanlara sunulan dijital profiller, gerçek olmayan profiller, alacalı bir sahne oluşturularak herkese sunuluyor. Dijital kültüre alışkın hale gelmiş olan kitle bu profili hemen benimsiyor. Yorumcular bu yeni jenerasyon sanal üretimin ilk liderinin Ukrayna devlet başkanı Zelensky olduğunu söylüyor. İkinci en uygun profil ise Türkiye’den Ekrem İmamoğlu olduğunu söylüyorlar.
Herhangi bir başarı göstermesine ihtiyaç olmaksızın, sesi detone bile olsa sadece dijital iyileştirmeler yaparak hazırlanan bir gösteri sahneye sürülüyor.
- TÜRKİYE, LİBYA'DA 10 YILLIK İÇ SAVAŞI SONA ERDİRDİ.
- Gazzalî ve Leibniz üzerinden kuantuma bakmak!
- Vaadedilmiş topraklar asıl olarak kime vaadedildi?
- 24 Ocak Kararları
- Müslüman zihin, “dünya” ve “hayat” ile ilgili ne yapacak?
- Bölgede BOP veya GOP mu hüküm sürüyor?
- ABD Dışişleri Bakanının Ziyareti
- Said'i Nursi'nin Yöntemlerini Yeniden Düşünme