-
Fatma Türk TOKSOY
Tarih: 23-04-2025 15:53:00
Güncelleme: 23-04-2025 15:53:00
HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
İbadetten söz edildiğinde bazılarımız şöyle bir tepki verir.
“BENİM KALBİM TEMİZ!”
Kalp temizliğinden kastettiğiniz; iyi bir huy, iyi dostluklar, dürüstlük, ihtiyaç sahibine yardım mı? Evet, bunlar İslâmiyet’in kurallarından, sosyal kurallarından bir kaçı ve farzlar kadar uymamız gerekenler. Ancak içinde bulunan bu güzellikler dışına, ibadet hayatına yansımazsa neye yarar o temiz yürek!
“İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür…
İmansız olan paslı yürek sînede yüktür!” M. Akif Ersoy
Kalp hayat yolunun pusulasıdır. Bu pusuladan gideceğiniz yöne göre yararlanırsınız. Kalp değişkendir. Bu kalbin bir başka özelliğidir. Renkten renge girer, halden hale geçer, şekilden şekle örülür, duygular onda görülür. İstenirse Allah’ın köşkü olur, istenirse şeytanın çöplüğü. Rüzgâra göre yön değiştirir. Hep sizin isteğinizle değişir bu kalp. Rahmanî ve şeytanî kuvvetlerin savaş alanıdır. Yönelirsen Allah’a Rahmanî güçler galip gelir. Yönelirsen şeytana şeytanî güçler. Dedik ya sen nereye yönelmek istersen Rabbim oraya çevirir kalbini. Şeytana yöneldiysen eğer, bilerek veya bilmeyerek vay haline, o zaman değil temiz bir kalp, taşırsın taşlaşmış sahte bir kalb. Devam edersen Rabbini görmemeye, emrini duymamaya, bir müddet sonra paslanır, kirlenir kalbin. Kapısı mühürlenir, İlahî mühür ile. Artık sağırsındır, körsündür. Baş gözün görse de, kulağın duysa da… Artık o taşlaşmıştır. Gelin henüz taşlaşmadan onu yumuşatmaya, temizlemeye çalışalım. Hiç düşündünüz mü kalp nasıl temizlenir? Peygamberimiz (s.a.v.)’e göre kalp temizliği namazla oluyormuş! Sahi siz kalbinizi neyle temizliyorsunuz? Deterjanla mı, yoksa çamaşır suyuyla mı? Hani şu yıpratmayan ama bembeyaz yapan cinsinden olanla. Yoksa daha da temiz olsun diye kireci, pası söken tuz ruhuyla mı? Hayır, hayır sizinle asla dalga geçmiyor, alay etmiyorum. Resûlullah (s.a.v.) bir defasında şöyle demiştir: “Şayet sizden birinizin kapısı önünde (akıp duran) bir nehir bulunsa, her gün (o nehirdeki) o sudan beş defa yıkansa, vücudun kir ve pasından bir şey kalır mı?” diye ashabına sordu. Ashabı da: “Kirden hiçbir şey kalmaz” dedi. Bu cevap üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Beş vakit namaz da böyledir. Beş vakit namaz birinizin kapısının önünden akan, her gün beş defa girip yıkandığı nehir gibidir. Allah da namazlarla günahları yıkar, siler, yok eder, hataları bağışlayarak temizler. (Buhârî, Mevâkitü's-Salat, 6) ”
Gördüğünüz gibi Peygamberimiz (s.a.v.)’e göre kalp temizliği namazla oluyor. Namaz kılındıkça kalp temizleniyor. Ama nasıl namaz? Halis niyetlerle, gerçekten inanarak, Allah’la sohbet edercesine kılınan namaz. Okuduğunuz sûre ve âyetlerle amel ettiğiniz, oradaki emirleri hayatınıza geçirdiğiniz bir namaz. Sizi kötülüklerden alıkoyan bir namaz. Hiç düşündünüz mü Allah bu konuda bize ne emretmiş?
“Resûlüm! Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namaz kıl. Muhakkak ki NAMAZ, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut, 29/45) ”.
“Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken daima Allah’ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. (Nisâ, 4/103) ”
Diyeceksiniz ki yaptığım bunca iyi işlerin, davranış ve hareketlerin ve de iyi niyetimin hiç mi önemi yok? Tabii ki var. Ama şunu da gözden kaçırmıyor musunuz? Peygamberimiz (s.a.v.)’in (haşa) kalbi kirli miydi ki ayakları şişene kadar namaz kılıyordu? Ya da sizlerin kalbi Peygamberimiz (s.a.v.)’in kalbinden daha mı temizdir ki namaz kılmazsınız, hiç düşündünüz mü?
Allah için kıldığınız namaz kalplerinizi temizler, deterjanın kiri bembeyaz ettiği gibi. . Allah rızası için oruç tutmanız kalplerinizi sükûnete, huzura kavuşturur. Dürüstlük, doğruluk ve iyi niyetiniz, Allah rızası gözeterek yaptığınız maddi ve manevi yardımlarınız da Allah’ın evi olan o kalbinizi süsler, ziynetlendirir. Hiç düşündünüz mü kalplerinizin Allah’ın evi olduğunu?
“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Rad, 13/28)
“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Allah’ın rızasını gözeterek yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar. NAMAZ kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler (takva ehli) ancak onlardır! (Bakara,2/177)”
Biliyorum kalbim temiz diyen kardeşlerimiz bunu ibadet edip de ibadetleri hayatlarına yansımayan sözüm ona dindarım diyen bazı kardeşlerimize kızdıkları için ibadetten uzaklaşıyorlar. O yüzden, “siz ibadet ediyorsunuz, ama kötülük yapmaktan da geri kalmıyorsunuz. Ben ibadet etmiyorum ama kötülük de yapmıyorum, kul hakkıyla gitmiyorum öteki dünyaya.” diye düşünüyorsunuz. Onlara kızmakta haklısınız ama hiç, bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilir mi, bunu düşünün bir kere. Onların hatalı ibadetleri sizin namazınızı niçin kılmanıza engel olsun ki? Siz ibadeti Allah için yapmıyor musunuz?
“Öyle ise siz beni ibadetle anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin. Ey İman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Muhakkak Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara,2/152-153) ”
“Namazlara ve orta namaza (ikindi namazı) devam edin. Allah’a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. (Bakara,2/238) ”
Peki, namaz kılıp, ibadetlerini yapan ama insanlara diliyle, eliyle, imkânlarıyla eza cefa eden veya çalan çırpan, dolandıran, fahiş fiyatlarla satış yapan, siz bazı dindar kardeşlerimiz (böyle yapmayan gerçek dindar kardeşlerimizi tenzih ederim), yaptığınız ibadetler, kıldığınız namazlar sizi kötülük yapmaktan alıkoymuyorsa namazı zayi ettiğinizi hiç düşündünüz mü? Allah için kıldığınız namaz, sizlerin kalplerinizi temizlemediyse, diliniz ile kılıp nefsinizde namazın izi kalmıyorsa, siz namaz sonrası hileli işlere, yalana, hak hukuk tanımamaya, kul hakkı yemeye, Allah’tan başka ilahlar edinmeye, zalimlikler yapmaya devam ediyorsanız, Yüce Yaradan’ın “Bunlara veyl olsun! (Yazıklar olsun, vay onlara)” diyerek sizleri kınadığını kızdığını hiç düşündünüz mü? “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar kıldıkları namazdan gafildirler. (namazlarını ciddiye almazlar. Onlar namazlarının özünden uzaktırlar.) Onlar namazlarını gafletle kılar, ona gereken önemi vermezler. Yaptıkları ibâdeti (namazı) gösteriş için yaparlar. Her türlü yardım ve iyiliğe de engel olurlar. (Ufacık bir şeyi bile ödünç vermezler) Maûn Suresi, (107/4-7)”
Peki, ey dindar kardeşlerim, yaptığınız hataların başka Müslüman kardeşlerinizi dinden uzaklaştırabileceğini hiç düşündünüz mü? Sizleri Yunus’un dizeleriyle uyarmak istiyorum:
“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil.”
Eee namaz değil de ne? Hiç düşündünüz mü? Bu beyhude yere yorgunluktur, kendini ve etrafını avutmaktır. Tıpkı “kalbim temiz” diyenlerin avuntusu gibi.
Hiç düşündünüz mü, kalbi temiz olanların kalplerindeki safiyetin, namaz kılmakla taçlanışını, ya da namaz kılanların kalplerine kıldıkları namazın yansıması neticesi kalplerinin safileşmesi, temizlenmesi, pırıl pırıl olmasını. Evet, bunları yani kalp temizliğiyle namazı, ibadeti birleştirmeyi hiç düşündünüz mü? Namazla yıkanan, ibadetlerle süslenen ve Allah’ın köşkü olan böyle bir kalbe sahip olmayı kim istemez? Sizler de hiç düşündünüz mü böyle bir köşke sahip olmayı? O halde, buyurun edelim dua. Kabul olur temennisiyle:
"Ey kalpleri değiştiren, evirip çeviren Allah’ım, kalbimi dinin ve taatin üzerine sabit kıl”. Amin! Amin ecmain…
Fatma Türk Toksoy
KAYNAKLAR
- Ebû Abdillah Muhammed İbn İsmâîl el-Buhârî, Sahîh-i Buhârî ve Tercümesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İstanbul: Ötüken Yayınları, 1987, s. 602.
- Kur’an Yolu Türkçe Meal Ve Tefsir, Hayreddin Karaman, İbrahim Kafi Dönmez,Mustafa Çağrıcı, Sadrettin Gümüş Ankara : Diyanet İşleri Başkanlığı, 2020, c.1-2-3-4-5.