içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

28 ŞUBAT DEMEK:

28 Şubat Demek: "Post-Modern darbe" demektir.

28 Şubat Demek, "Demokrasiye Balans Ayarı" demektir.

28 Şubat Demek, darbeyi yapanların, yeni kuracakları sistemin "Bin yıl sürecek"  zannetmesidir.

28 Şubat Demek, "Bin yıl sürecek"  gibi söylemlerle belli bir kesim memnun edilirken belli bir kesimin sindirilip bastırılması, dolayısıyla kutuplaştırmanın başlaması ve zayıflatılacak bir Türkiye’nin Evanjelist-Siyonist sömürgecilerin planlarının yürürlüğe girmesi demektir.

28 Şubat Demek, Postal Giyen Manşetlerin ayak sesleri, Postal Giyen Manşetlerle yapılan algı operasyonları, medyanın darbede silah yerine kullanılması,  Postal Giyen Manşetler demektir.

28 Şubat Demek, Postal Giyen Manşetlerin yaptığı bu Algı Operasyonlarına inananların sessizliği demektir.

28 Şubat Demek, “Laiklik elden gidiyor, irtica geliyor” hezeyanıyla, irtica brifingleri, irtica tehdidi, irtica geliyor konulu haberler demekti.

28 Şubat Demek, zulüm acı işkence demokrasiye özgürlüklere darbe demektir.

28 Şubat Demek, "Halkımızın İnancına Vurulmaya Çalışılan Pranga"  demektir.

28 Şubat Demek, başörtüsü yasağı, Türkiye'de okuma ve çalışma imkanları ellerinden alınan Kadınların kılık kıyafeti üzerinden yapılan birtakım engellemeler demektir.

28 Şubat Demek,  üniversitelerde öğrencilere yapılan zulüm, kurulan ikna odaları ve ikna odalarında yapılan mobing demektir.

28 Şubat Demek, Vesayet demektir.

28 Şubat Demek, 28 Şubat’ın silindiri olan “Batı Çalışma Grubu” demektir.

28 Şubat Demek, fişlenme demektir, cuntacı Batı Çalışma Grubu darbecilerin ilerleyeceği yolun üzerine rahat ilerlemeleri için taşları döşemesi, fişleme yoluyla engelleri kaldırması, inançlı insanları yıldırması demektir.

28 Şubat Demek, Demokrasinin hürriyetlerin postallarla çiğnenmesi demektir.

28 Şubat Demek, hayatımızın çalınmış renkleri, yarım kalmış hayaller demektir. Öğrenimleri yarım kaldı, mesleklerinde atıldılar, işleri yarım, eksik kaldı bir yanları.

28 Şubat Demek, sivil bürokrasinin bütünüyle laiklik yanlısı olması için irtica gerekçesiyle cuntacıların dindar olarak fişledikleri kişilerin (ister öğrenci olsun ister, öğretmen, ister işçi, memur olsun ister asker veya asker eşi, polis veya polis eşi, isterse profesör olsun bir ayrım gözetmeksizin) kamusal alandan süpürülüp atılması demektir.

28 Şubat Demek, asker, sivil ve bürokrat elitlerin Laiklik maskesi altında dindarları, başörtülüleri bertaraf ederek; ülkeyi sadece ve sadece kendilerinin belirleyeceği kurallar dâhilinde yönetmesi harekâtı demektir.

28 Şubat Demek, yirmi bankanın içi boşaltılması, ülkenin soyulması ekonomik krizler demektir.

28 Şubat Demek, “Kadınlar başörtülü olarak çocuklarını parka götürebilirler mi?” tartışmasının yaşanması demekti, ellerinden gelse örtülü inançlı kadınları evden çıkamaz edeceklerdi.

28 Şubat Demek, tek suçu inancı gereği başörtüsü takmak olanların “huzuru bozmakla” suçlanmasıdır.

28 Şubat Demek, “laikliği korumak” iddiasıyla sivil gibi gözüken ama militer olduklarını her defasında belli eden, dönemin silahlı kuvvetlerinin deyimiyle “Kahraman Beşli”, demokrat kesimin “Beşli Çete” diye niteledikleri;   TOBB, Türk- İŞ, TESK, DİSK ve TİSK gibi bazı dernek, oda ve barolardan müteşekkil STK’ların, seçimle işbaşına gelen Refah-yol hükümetini ve Erbakan’ı işbaşından uzaklaştırma arayışı içinde Milli Güvenlik Kararlarının savunuculuğuna soyunması demektir. 

28 Şubat Demek, TÜSİAD’ın sanayicilikten uzaklaşan bir eğilim göstererek, 28 Şubat sürecinde,  darbecileri destekleyip, bu süreçte başrolü oynaması demektir.

 

Kısacası, 28 Şubat savunulası bir yanı olmayan,  amasız, fakatsız, bir darbedir. Çok şükür ki bekledikleri gibi 1000 yıl sürmedi. Çok şükür ki o 28 Şubat köprüsünün üzerinden ve altından çok sular aktı ve darbecilerin postallarıyla kirlettikleri yerler, temizlenip o duvarlar güçlendirildi, ülkemiz dünya üzerinde söz sahibi oldu vesselam…

Fatma Türk Toksoy

 

 

Bu yazı 428 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum