TRENDYOL SADECE MEDYAYI MI FONLADI, CHP DE İŞİN İÇİNDE Mİ?
Geçen sene yürürlüğü giren E-Ticaret Yasanının aleyhinde yürütülen medya kampanyasının tek kurbanı şimdilik Cumhuriyet gazetesi oldu. Cumhuriyet gazetesi piyasada tekelleşmeyi önleyecek yasadan zarar göreceğini öngören Trendyol’dan aldığı 500 bin lira rüşvetle, yasa aleyhinde epeyce bir haber yapmış. Bu arada Habertürk’ün de içinde olduğu başka basın kuruluşlarına da aynı doğrultuda haber yaptırılmış.
GERCEKBİLGİ:Ahmet Arslan- Kabak şimdilik Cumhuriyet gazetesinin başında patladı. Gazete yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Gazetenin mevcut genel yayın yönetmeninin yazısı sansürlendi. Rüşveti ifşa ettiği için genel yayın yönetmeni kovuldu. Muhtemelen bazı yazarlar gazeteden istifa edecek.
Yasa tekelleşmeyi önleyeceği için, piyasada tekel konumunda olan Trendyol firması hem medya aracılığıyla hem de siyasetçiler aracılığıyla yasa aleyhinde epeyce bir lobi çalışması yapmış.
Sürecin medya ayağı bir yana, dikkatimi çeken husus yasanın TBMM’de kabulünde hiç fire vermeksizin destek olan CHP’nin, kanunun Resmi Gazetede yayınlanmasından epey sonra Anayasa Mahkemesine başvurması.
Zaten Trendyol’un yasa aleyhine kampanyası da CHP’nin Anayasa Mahkemesine başvurmasından sonra başlıyor. (Bu arada Trendyol’un yüzde 86’sının Çinli Alibaba Şirketine ait olduğunu belirtmekte fayda var. Yine Trendyol yaklaşık iki yıl önce hakkında soruşturma yürüten Rekabet Kurumu yetkilisi Hatice Yavuz’u üst düzey yönetici olarak transfer etmiş. Tam Amerikanvari bir agresiflik var yani.)
Medya kuruluşlarına rüşvet verilerek yasa aleyhinde epeyce haber yaptırılmış, köşe yazısı yazdırılmış.
Peki, CHP bütün maddelerine fire vermeksizin destek verdiği kanunu neden Anayasa Mahkemesine götürmüş? Trendyol’un agresif lobi çalışmasına başlaması ve medya kuruluşlarına rüşvet dağıtması da CHP’nin Anayasa Mahkemesine gitmesinden sonra başlıyor.
Bu durumda medya kuruluşlarına rüşvet dağıtan Trendyol’un CHP içinde de benzer bir “lobi çalışması” yaptığını düşünmemek aptallık olur. Cumhuriyet gazetesindeki skandal aylar sonra vicdanlı ve dürüst bir yöneticinin ifşasıyla ortaya çıktı. Bakalım CHP’de de benzer bir ifşa ortaya çıkacak mı?
Gerçi CHP yönetimi basit bir soruşturmayla bu meseleyi çözebilir. Partinin grup kararına rağmen, kimler kanun hakkında Anayasa Mahkemesine gitmeyi gündeme getirdi? Bunların telefon ve hesap hareketliliğinin incelenmesiyle mesele vuzuha kavuşabilir.
Fakat CHP’nin bu meseleyi gündeme alıp almayacağı önemli. Ben konunun üzerinin kapatılacağını düşünüyorum. (Bu arada ‘sosyal demokrat CHP’nin’ piyasada tekel konumundaki bir firmanın çıkarları uğruna Anayasa Mahkemesine gitmesi de bu partinin ideolojik koordinatlarına ilişkin epey bir veri sunuyor.)
Bu arada yapılan lobi çalışmaları ve medyadaki kampanyayla asıl hedefin Anayasa Mahkemesi üyelerinin “iknası” olduğu anlaşılıyor. Bakalım CHP’nin başvurusunu esastan görüşmeye alan Anayasa Mahkemesinden nasıl bir karar çıkacak?
Gerçi Danıştay 10. Dairesi yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmeliğe ilişkin “yürütmeyi durdurma” kararı vermiş.
Aynı şeyin yasanın başına da gelip gelmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bakalım milli iradenin tecelligahı TBMM’nin dediği mi olacak yoksa Çinli bir firmanın sahibi olduğu Trendyol’un dediği mi?
(Kupürde, Cumhuriyet’in 500 bin lira rüşvet almadan önce ve aldıktan sonraki yayınları yer alıyor.)
Tarih: 19-06-2023