Cumhur İttifakı’nın Başarısızlığı
Cumhur ittifakı her ne kadar seçimlerde en yüksek oy alsa da barajı geçemediğinden ve bir önceki seçime göre 3 puan kaybettiğinden dolayı başarısız olmuştur...
İbrahim Halil ER
Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı seçiminde çoğunluğu Erdoğan almış olsa da nihayetinde yüzde 50 barajını aşamayıp seçimi 2. Tura taşıması bir başarısızlık olarak görülmelidir. 2018 yılına göre 3 puan kaybetmesi de düşündürücüdür.
Şimdi Erdoğan’ın kaybetmesinin nedenlerini burada analiz edelim…
- Her şeyden önce ekonomik kriz, artan pahalılık ve hayat şartlarının zorlaşması, işsizlik her zaman olduğu gibi en önemli etkendir ve halk bunun faturasını tabi ki iktidara ve Erdoğan’a çıkaracaktır. Buna rağmen kesilen faturanın az olması halkın ümidinin hala tükenmediğinin de göstergesidir.
- Depremin yarattığı şok… Her ne kadar deprem bölgesinde Ak partinin oylarının düşmemesi ve hatta Erdoğan’a verilen desteğin artmış olması bölge halkının sorunlarını ancak Erdoğan ve hükümetinin çözebileceğine duyduğu inancı göstermektedir. Muhalefetin deprem bölgesindeki bu desteği beklememesi ve seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra deprem bölgesindeki halka yönelik tahkir edici yazıların yazılması bunun göstergesi olmuştur. Bu da aslında her ne kadar deprem olsa da halkın deprem yönetimi konusunda Erdoğan’ı takdir ettiği ve sürecin onun liderliğinde daha sağlıklı bir şekilde çözüleceğine inandığını göstermektedir. Özellikle TOKİ’lerin depreme dayanıklı çıkması da Erdoğan’a ve onun seçim sonrası deprem evleri vaadine olan güveni göstermektedir. Muhalefetin bedava ev vaadine karşılık Erdoğan’ın yarısı bizden vaadini daha cazip bulması, Erdoğan’a olan güveni göstermesi bakımından önemlidir.
- Bu başkanlık döneminde pandeminin yaşanması ve sürecin bu nedenle zorlu geçmesi. Her ne kadar pandemi yaşanmış olsa da açılmış olan yeni hastahanelerin ve şehir hastahanelerin halkta güven oluşturması… Pandemi’den önce muhalefetin şehirhastahanelerine yönelik eleştirilerinin tutarlı olmadığının anlaşılması.
- CHP Belediyesine ait olan Hatay’da kentsel dönüşüm konusundaki Ak parti çalışmasının belediye tarafından sekteye uğratılması da onlara yönelik güven kaybına neden oldu.
- Ak parti içindeki milliyetçi kesimin aşırı Kürt karşıtı söylemleri. PKK ve HDP’yi eleştirelim derken Kürt halkını rencide etmeleri, neredeyse Kürt eşittir PKK yaklaşıma ulaşmaları da Kürtlerin Erdoğan’dan uzaklaşmasına neden oldu. Ak partinin en kısa sürede Kürt seçmenle duygusal bağını tekrar kurması gerekir. Bunun için bölgedeki hatırı sayılır insanlarla birebir görüşülmesi ve sorunların bizzat onlardan dinlenmesi, Cumhurbaşkanlığında bir Kürt masasının kurulması ve burada bölgeyi iyi bilen insanların getirilmesi. HDP, bölgede oy getirecek insanları bulup araştırıp teklifler götürürken Ak partinin tepeden aday belirlemesinin artık halkta karşılığının olmadığının görülmesi
- Belediyelere kayyum atanması da halkta ciddi tepkiye yol açmıştır. Halk, madem bu kişiler terörist o halde niye seçime sokuldular. Eğer seçime girip kazandılarsa yönetmelerine de izin verilmeliydi diye düşünmektedir. Ak partinin bir an önce Kayyum politikasından vaz geçmesi gerekir. Eğer adaylarla ilgili sorun varsa seçimden önce güvenlik onayı verilmemelidir.
- Mütedeyin ve muhafazakar Kürt seçmene ulaşılmalıdır. Bölgede, Muhafazakar kitle desteklenmeli, çeşitli faaliyetlerle güçlendirilmelidir. Örneği Medreseler ve Seydalar yeniden kilit noktaya getirilirken, köylere ulaşılacak alt yapı kurulmalıdır. Bunun için köylerde köy okulları, camileri, sağlık ocakları vb… kurumlar desteklenmeli yönlendirilmeli. Milli Eğitim üzerinden köy okullarında halk eğitim bünyesinde kurslar açılmalı, gençlik spor bünyesinde spor faaliyetleri yapılmalı, kültür bakanlığı üzerinden kültürel çalışmalar ve müzik etkinlikleri yapılmalı, bölgenin dili, dini ve değerleri ile çatışılmamalı, sorunu olanların devlet makamlarına ulaşabilecek ve sorunu çözebilecek alt yapı bir an önce kurulmalıdır.
- Bölgede yerel dillerle eğitim verilmeli, yerel televizyon kürtçe/zazaca tv/radyolar açılmalı..
- Amed sporun özellikle Bursa’da maçlarının bir Türk/Kürt mücadelesine dönüşmesi ve buradaki sporculara yönelik şiddet de bölgede tepki çekmiştir. Özellikle Bahçeli’nin çıkıp bu şiddeti yapanların gözlerinden öptüğünü beyan etmesi de duygusal kırılmaya neden olmuştur. Halk, artık ülkeyi Erdoğan’ın değil Bahçeli’nin yönettiğini düşünmektedir.
- LGBT çalışmaları, 18 yaşından küçük evlenenlerin hala hapiste olması, nafaka konusu da tepki çekmiştir.
- YRP’nin ittifak görüşmesinde 6284. Madde ile ilgili eleştirisine Özlem Zengin ve Aile Bakanı gibi Kademcilerin Reise rağmen kırmızı çizgimizdir diye bağırmaları hem parti disiplinine aykırı olmuş, hem büyüklere ve reise saygısızlık olmuş ve hem de halkın özellikle muhafazakar halkın Ak partinin feminist kadınların eline geçtiğini ve ne yaparlarsa yapsın bunların reisi yönlendireceğini düşünmesine yol açmıştır.
- Tabi ki göçmen konusu da etkili olmuştur. Özellikle muhalefetin her sorunu göçmen ekseninde görmesi ayrı bir travmadır. Sanki ülke göçmenlerden önce asrı saadeti yaşıyordu. Fakat özellikle genç işsiz kitleye tüm sorunlarının kaynağının göçmenler olduğu algısını yerleştirmesine yol açmıştır.
- Gençlerdeki işsizlik ve geleceğe dair ümitlerinin olmaması, beklenti çıtalarının yüksekliği de önemlidir.
- Seçim sandıklarındaki görevli ve müşahitlerin yetersizliği, diğerleri tarafından psikolojik baskıya maruz kalkıp susturulmaları. Ak parti oylarının kurallara aykırı olarak geçersiz sayılması ve buradaki görevlilerin buna müdahale edememeleri.
Tarih: 23-05-2023
FACEBOOK YORUM
Yorum